Cam ambalajın sürdürülebilirliğinin en büyük faktörlerinden biri sonsuz geri dönüştürülebilir potansiyelidir. Cam %100 geri dönüştürülebilir ve süreç boyunca herhangi bir kalite kaybı yaşamaz.
Günümüzün iş ortamı, benzeri görülmemiş, hızlanan ve karmaşık bir risk ve fırsat karışımı ile karakterizedir. İster yeni bir teknoloji ister ani bir doğal kaynak eksikliği olsun, tüm pazar kısa sürede sayısız faktör tarafından bozulabilir. Nüfus artışı, kaynak kıtlığı veya küresel sağlık riskleri gibi mega trendler nedeniyle yeni pazarlar hızla ortaya çıkmaktadır. Doğal afetler, sosyal huzursuzluk veya ekonomik eşitsizlik uzun vadeli refaha zarar verebileceğinden, şirketlerin yalnızca kısa vadeli kârlarla ilgilenmelerinin yeterli olmadığı konusunda giderek artan bir anlayış vardır. Bu nedenlerle, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), Birleşmiş Milletlere üye ülkeler tarafından Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilip 1 Ocak 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) farklı gelişmişlik seviyesindeki ülkeler için geçerli 17 evrensel hedeften oluşan bir eylem çağrısıdır. Yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak, tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak ve küresel ve yerel sürdürülebilir kalkınma uygulamalarına bir çerçeve oluşturmak amacıyla 2030’da tamamlanacak bir yol haritası ortaya koymaktadır.
Ambalajlama firmaları, tüm yaşam döngüsü boyunca işlevselliğini tamamlandıktan sonra çevreyi olumsuz etkilemeyecek, doğa dostu ambalaj malzemeleri kullanmaya başlamıştır. Sürdürülebilir ambalaj, minimum çevresel etkiye ve karbon ayak izine sahip ambalaj çözümlerinin tedarik edilmesi, geliştirilmesi ve kullanılması anlamına gelmektedir. Ayrıca bu ambalajlar, hem firmalar hem de tüketiciler için yüksek bir öncelik haline gelmiştir. Sürdürülebilir ambalajlama süreçleri:
1. Üretimde Geri Dönüşümlü ve Yeniden Kullanılabilir Malzemeler Kullanmak
Ambalajlamada kullanılan materyallerin geri dönüştürülebilir olması, ambalajların daha sonra etkili bir şekilde kullanılabilecek diğer ürünlere dönüştürülmesine yardımcı olmaktadır. Ambalaj malzemelerinin sürdürülebilir olması ambalajların atık halinde uzun yıllar çevrede parçalanmadan kalmasını da engellemektedir. Atık azaltma gibi, geri dönüşüm de küresel bir ihtiyaç haline gelmiştir.
2. Ambalaj Üretiminde Minimalist Tasarım
Minimalizm, sürdürülebilirlikle ilgili bir kavramdır. Cedric Van Eenoo, Minimalizm kavramını, istenen etkiyi yaratmak için sınırlı malzeme kullanmak olarak tanımlamıştır. Minimalist tasarım, gereksiz olan her şeyi dışarıda bırakır. Bu tür ambalaj tasarımı, atıkları azaltmak, malzeme tasarrufu yapmak ve yenilenemeyen enerjiyi azaltmak için bir strateji olarak kullanılabilir. Bu ambalajlar, kullanılan içeriği, şekilleri, malzemeleri ve renkleri vurgulayan net ve karmaşık olmayan ambalajlardır. Sürdürülebilir ambalajlar ayrıca ambalaj tasarımı ile ilgili maliyetlerin azaltılmasına da yardımcı olmaktadır.
Sürdürülebilir Ambalaj Koalisyonu (SPC)’na göre, Ambalajın sürdürülebilir olarak kabul edilmesi için aşağıdaki 8 kriteri karşılaması gerekmektedir:
Burada verilen kriterler, geniş sürdürülebilirlik ve endüstriyel ekoloji hedeflerini, ambalajın yaşam döngüsüyle ilgili çevresel kaygıları ele alan ticari değerlendirmeler ve stratejilerle harmanlamaktadır. Bu kriterler, ambalaj değer zincirinin faaliyetleriyle ilgilidir ve dönüşüm, yenilik ve optimizasyonu teşvik etmek için aktif olarak aradığımız alanları tanımlar. Bu kriterleri başarıyla ele alarak, ambalajın ekonomik olarak sağlam ve yaşam döngüsü boyunca fayda sağlayan bir sistemde, sürdürülebilir bir ambalajlama sisteminde kapalı döngü ambalaj malzemeleri akışına dönüştürülebileceğine inanıyoruz.
Sürdürülebilir olmak, daha fazla müşteri edinmenize ve daha işin başındayken tüketici sadakatini artırmanıza yardımcı olabilir. Birden fazla araştırma, tüketicilerin hangi markalarla iş yapacaklarını seçerken sürdürülebilirliği daha fazla önemsediğini göstermiştir. CGS tarafından ABD’lı 1.000 tüketiciyle yapılan bir anket sonucunda, katılımcıların neredeyse %70’inin sürdürülebilirliği "önemli" olarak gördüğünü ve neredeyse yarısının (%47) sürdürülebilir ürünler için %25 daha fazla ödeyebileceklerini söylemişlerdir.
Ambalaj malzemelerini azaltmak ve atıkları en aza indirmek, sürdürülebilir ambalajın iki büyük bileşenidir. Bu bileşenler doğru şekilde uygulandıklarında, daha verimli depolama sağlamaktadır. Böylece depolama maliyetleri düşmekte ve daha fazla ürün depolamak için ek alan sağlamaktadır. Ayrıca daha küçük ambalajlar nakliye maliyetlerini de düşürmektedir.
Son yıllarda tüketiciler, plastikte bulunan kimyasallarla ilgili sağlık ve çevresel kaygıların daha fazla farkına varmışlardır. Ürün güvenliği en önemli öncelik haline gelmiştir. Bu nedenle cam, sağlık bilincine sahip tüketiciler için tercih edilen ambalaj malzemesi olarak öne çıkmaya başlamıştır. Plastik ambalajların aksine cam, mukavemetini artırmak için BPA (bisfenol A) veya diğer kimyasal katkı maddeleri içermez. Bu nedenle içeriğine tehlikeli kimyasalları sızdırmamaktadır. Cam toksik değildir ve daha az gözeneklidir, bu da onu ürün bütünlüğünü etkileyebilecek çevresel faktörlere karşı geçirimsiz hale getirmektedir.
Aynı zamanda cam ambalaj ürünün amaçlanan formunu daha uzun süre koruyarak hem paketlenmiş ürünü hem de tüketiciyi korumaktadır. Ambalajlanmış ürünün raf ömrü daha uzun olmaktadır. Bir ürünün ömrünü uzatarak, aynı zamanda daha az atık ve oluşturulması gereken ambalaj anlamına gelmektedir. Bu durum, cam ambalajın sürdürülebilir özelliklerine büyük katkı sağlayan bir faktördür.
Cam ambalajın sürdürülebilirliğinin en büyük faktörlerinden biri sonsuz geri dönüştürülebilir potansiyelidir. Cam %100 geri dönüştürülebilir ve süreç boyunca herhangi bir kalite kaybı yaşamaz. Bu, çoğu cam ambalajın asla bir çöplükte toplanmaması gerektiği anlamına gelmektedir. Yeni ürünün bütünlüğünden ödün vermeden tekrar tekrar kullanılabilir.
Tüm camlar aynı olmasa da, çoğu cam ambalaj geri dönüştürülebilir. Bununla bağlantılı olarak, geri dönüşüm camı karbon ayak izini azaltır. Yeni cam üretmenin aksine, geri dönüşüm, madencilik ve arıtma süreçleriyle ilişkili daha az hammadde ve enerji tüketir.